Türkiye'ye
2009 yılında gelen ve İstanbul’da İran yemekleri yapan bir yer açan Celil
Nazari, “Yemeklerimizde kilosu 4 bin dolarlık safran baharatı kullanıyoruz”
dedi.
Celil Nazari |
Uzun bir süredir yürüttüğü nükleer program ile Batı’nın ve
Amerika'nın tepkisini çeken, son zamanlarda ise Yemen'de Husilere destek
verdiği iddia edilen İran, birkaç haftadır Türkiye'de iç siyasetin dışında en
çok konuşulan konularından biri haline geldi. Daha çok aldığı siyasi
kararlarıyla Türkiye'de konuşulan İran, mutfak kültürüyle de konuşulması ve
incelenmesi gereken bir ülke. Bu mutfak kültürü ise bugün, Aksaray'da açılan
Asuman (gökyüzü) İran Restoranında kendini tanıtma fırsatı buluyor.
Çocukluğun
mutfakta geçtiği bir hayat
Berg Kebabı |
2008 yılında Türkiye'ye gelen Celil
Nazari (39), ondan 35 sene önce gelen akrabalarının izinden giderek Türkiye'de
kalmayı tercih ediyor ve 2009'un başında, akrabalarının açtığı turizm
şirketinin yakınında yine aynı ismi kullanarak Asuman İran Restoranı adında bir
yer açıyor. Kendisine niçin burada kalıp bir yer açtığını sorduğumuzda ise
şunları söyledi; "Bizim İran'da hali hazırda zaten iki tane restoranımız
var. Ben daha önce de akrabalarımdan ötürü Türkiye'ye gidip gelirdim. Burada bu
mutfağı iyi yapan bir yerin olmadığını gördüm. Bizde burada yaşayan İranlılara
layık bir yer açalım dedik". İranlı bir Azeri Türk'ü olan Celal
Nazari’ye yemek yapmaya ne zaman başladığını sorduğumuzda ise şunları söyledi; “Benim
ailem İran'da zaten yemek sektörünün içindeydi yani gözlerimi açtığımda zaten
bu mesleğin içindeydim Ben küçükken okul çıkışlarında evimizin yanında olan lokantaya
gider aileme yardım ederdim. Boş zamanlarımı da yemekle uğraşarak geçirirdim.
Küçüklüğümden beri bu işin içinde olunca da bu işi yapmaya devam ettim"
dedi.
“Yemeğin özünü
severiz”
Çelo (Pilav) |
Asuman İran Restoranını 6 senedir
işleten Celil Nazari, İran mutfağı hakkında şunları söyledi; "İran mutfağı
pirinç ve et üzerine kuruludur. İranlılar midelerine düşkündürler, yemeğin
özünü yemek isterler. Her yemekte mutlaka sofralarımızda et ve tavuk bulundururuz.
Hamur işlerini pek sevmeyiz. Zaten genel olarak ekmekte pek tüketmeyiz.
Soframızda en önemli şey pilavdır". İran'da pişirilen pilavın
Türkiye'dekinden ne farkı var dediğimizde ise Nazari şunları söyledi; "Bir
defa pilavın kendisinde bir farklılık var. Pilavın yetişen bölgesi farklı
olduğu için şekli ve kokusu da farklı oluyor. Bunun yanı sıra pişirme
yöntemimiz sizinkinden değişiktir. Siz pilavı yaparken yağda kızartırsınız biz
su da haşlarız ve hiç bir şekilde yağ ilave etmeyiz. Diğer yandan yemeklerimizin
çoğunda safran kullanırız. Yemek hem lezzetli olur hem de yemeğin rengini
değiştirir".
Mutfaktan sofraya giden lezzetlerin eşsiz yolculuğu
Porsiyonlar
o kadar büyük ki tatlıya yer kalmıyor
Genel olarak İran mutfağının Türk
mutfağından ne farkı var dediğimizde ise Nazari şunları söyledi; "En büyük
fark, İran yemeklerinin pişme süresi Türk yemeklerine göre çok daha uzun. Bunun
yanı sıra kebap çeşitlerimizde kuyruk yağı ilave edilmez ve porsiyonlarımız
daha büyüktür. Ayrıca Türkler yemekten sonra tatlı yeme ihtiyacı duyuyor. Bizde
yemekler bol verildiği için zaten tatlıya yer kalmıyor. Bu durum buraya has bir
şey mi yoksa İran'da da mı böyle dediğimizde Nazari; " İran
restoranlarında tatlı çok az vardır zaten o yapılanlarda fazla yenilmez.
Gülerek, porsiyon fazla olunca yiyecek yer kalmıyor" dedi. Restoranda en
çok tercih edilen yemekler ise şöyle; Çelo Kebap Berg (pilav ve yaprak kebabı)
ve Çelekebap Kubideh (pilav ve Türkiye’deki adana kebabın bir benzeri).
Kilosu 4 bin dolarlık
baharat kullanılıyor
Safran şekeri ile servis edilen çay |
Yemek yapımında belki de en çok zorlanılan şey malzeme
teminidir. Bu konuda Celil Nazari'ye bir zorluk yaşayıp yaşamadığını
sorduğumuzda şu cevabı aldık; "Biz malzemelerimizin yüzde 90'ını
memleketten getiriyoruz. Bu sorunu da akrabamızın turizm şirketiyle
hallediyoruz. Örneğin limon suyumuzu, pirincimizi, baklamızı yani et
harici her şeyi İran'dan temin ediyoruz. Baharatları da aynı şekilde İran'dan
getiriyoruz. Mesela kilosu 4 bin dolar olan safranı da memleketten getiriyoruz
ve yemeklerin neredeyse hepsinde bu baharatı kullanıyoruz" dedi.
“Öğle yemeğinden sonra bir
saat yatılır”
Ceviz ve kuru üzüm bulunan İran cacığı |
2009'dan beri Türkiye'de ikamet eden Celil Nazari'ye bu
geçirdiği 6 yılda kendisine en çok neyin tuhaf geldiğini sorduğumuzda şunları
söyledi; "İran’da restoranlar servislerini öğlen saat 12’de açar 15’te
kapatır. Bu saatten sonra atıştırmalık dükkanlar haricinde yemeği anca akşam 7-10
arası yiyebilirsiniz. Ama burada restoranlar sabahtan akşama kadar açık. Ayrıca
bizde öğle yemeğinin üstüne bir saat yatılır ama burada adam yemeğini yedikten
sonra tekrar çalışmaya gidiyor, bu yönüyle ilk başta çok tuhaf geldiğini
söyledi".
-Multimedya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder